Paris'te "Klasik" diyeceğimiz yerlerden biri de Sacre Coeur. Sacre Coeur'e kolay ulaşım nasıldır ? Kilise ziyareti dışında Montmartre'da neler yapabilirsiniz ? Ressamlar tepesinde mutlaka görmeniz gereken yerler nereler ? gibi sorularınıza cevap verecek bir yazı hazırladık sizlere.
Önce ulaşımdan bahsedelim. En kolay yolun 2.hatla Anvers durağında inip 5 dakikalık yürüyüşle Sacre Coeur kilisesine direkt bağlanan finükilere ulaşabilirsiniz. Anvers durağında indikten sonra hemen solunuzda kalacak Rue de Steinkerque yönünde yukarı çıktığınızda Sacre Coeur yavaş yavaş belirmeye başlayacak. Bu sokağı çıkarken sağlı sollu küçük hediyelik eşyacılara da göz atabilirsiniz. Bu sokağın sonunda finükilere ulaşacaksanız, eğer nefesinize güveniyorsanız merdivenlerle de çıkabilirsiniz :)
Size biraz Sacre Coeur'den bahsedelim. Paris'in en yüksek tepesinde yer alan ve Paris'in en eski kilisesi olan Saint- Pierre de Monmartre kilisesi sonrasında Sacre Coeur bazilikasına dönüştürülmüştür. Bu bazilika hem mazarası hem de mimarisiyle gerçekten görülmeye değer.
Aynı zamanda bir Hristiyanlar için bir hac mekanı olan Sacre Coeur'e dünyanın dört bir yanından haclar bulunuyor. Kubbe tavanlı olan kilisenin tavanında Fransa'nın en büyük mozaik işlerinin olduğunu da söyleyelim. Girişi ücretsiz olan Sacre Coeur her gün sabah 06.00'dan 23.30'a kadar ziyarete açık.
Bu bölgede gezip görebileceğiniz tek yer Sacre Coeur değil, bazilikanın yanından tırmanılan tepenin sonunda Place du Terte'e yani ressamlar tepesine ulaşıyorsunuz. Burada birçok sanatçının Paris temalı eserlerini görüp kendi eskizlerinizi karikatürlerinizi çizdirebilirsiniz. Özellikle bizim favorimiz notalı sayfaların üzerine çizilen Paris'teki monumentların olduğu eserler ve küçük tuvallerdeki rengarenk Paris manzaraları. Bu meydanın etrafında birçok kafe bulunmakta, eğer tanıdığınız bir yere gitmek isterseniz bu tepede Starbucks'ı da tercih edebilirsiniz ama biz size klasik Paris kafelerini tavsiye ederiz.
Bunun dışında ressamlar tepesinde Espace Dali'nin de bulunduğunu hatırlatalım. Özellikle Dali heykellerinin bulunduğu müzeyi eğer iyi bir sanatseverseniz ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Tepenin etrafında gezinirken ünlü şarkıcı Dalida'ya adanmış Place Dalida'ya da uğrayıp Dalida büstünü görün deriz.
Aynı zamanda Montmartre'daki şarap bağları olarak geçen Montmartre Clos'da çok ilginizi çekebilir. Paris'in gizli şarap bağı olarak adlandırılan Montmartre Clos hem dışarıdan bina yapısı olarak hem de küçük bağ şeklindeki bahçesiyle gerçekten görülmeya değer.
Son tavsiyemizde eğer Christmas döneinde Paris'teyseniz mutlaka buraya uğrayın ve tepenin süslenmiş halini görmelisiniz.
Gezi ve yeni tatlar merakımızı, özellikle Paris ve İstanbul olmak üzere değişik şehirlerdeki deneyimlerimizi sizlerle paylaşıyoruz.
Translate
26 Ocak 2016 Salı
PARİS KLASİKLERİ: SACRE COEUR
Etiketler:
18.bölge,
Dali,
Dalida,
France,
Fransa,
Gezi,
Montmartre,
Müze,
Paris,
Place du Terre,
Sacre Coeur,
Sanat,
Seyahat,
Starbucks,
Yılbaşı
23 Ocak 2016 Cumartesi
GÖRMEDEN DÖNMEYİN: Galeries Lafayette
Herkese yeniden merhaba!
Görmeden dönmeyin serimizin yeni yazısı, Galeries Lafayette ile karşınızdayız :)
![]() |
Farklı bir alışveriş deneyimi için Lafayette'e mutlaka uğramalısınız :) |
Lafayette alışveriş merkezinde Dior, Furla, Chanel, Burberry, Chloe, Louis Vuitton, Kenzo gibi dünyaca ünlü markaların butikleri bulunmakta. Ayrıca Galeries Lafayette'in kendi markasının kadın, erkek, çocuk, aksesuar bölümlerindeki ürünlerine de ulaşabilirsiniz. Eğer hediye almak istiyorsanız sizlere Galeries Lafayette markasının onlarca renk ve desendeki şallarını önerebiliriz.
Makyaj Bölümü |
High brand olarak kabul ettiğimiz markalar dışında aynı zamanda Zara, Topshop, Ted Baker gibi markalar da yer alan alışveriş merkezinde terasa çıkmadan en üst katta kırtasiye ve kitap bölümü bulunuyor. Eğer siz de bizim gibi her türlü kalem ve deftere ilgi duyuyorsanız mutlaka bu üst kata uğramalısınız. Birbirinden değişik defterler, rengarenk kalemler, Paris temalı birçok ürüne ulaşabilirsiniz. Bu katta aynı zamanda Maxim's çikolata standı da bulunuyor. Dilerseniz buradan da hediyelik çok güzel setler bulabilirsiniz
Eğer alışveriş sırasında yorulup bir kahve molası vermek isterseniz üçüncü katta Starbucks bulunmakta. Balkon manzarasıyla kahvenizi içip dinlenebilirsiniz. Ancak daha özel bir mola vermek isterseniz size birinci kattaki Angelina'yı öneriyoruz. Kahvenizle birlikte kestane kremalı Mont-Blanc ya da daha hafif olan Tarte au Citron (Limonlu Tart) yiyebilirsiniz. Aynı zamanda Angelina'da yemek de yiyebilirsiniz ancak altıncı kattaki Lafayette Café'de de karnınızı doyurabilirsiniz. Alışveriş merkezinin içinde daha farklı restoranlar olduğu gibi McDonald's gibi bildiğimiz tatlar da bulunmakta.
Galeries Lafayette'in hemen yanında bulunan Printemps da bir alışveriş merkezi. Bu ikili arasındaki rekabet özellikle vitrin tasarımlarında görülüyor. Belirli markalarla yapılan işbirlikleri ve konseptlerle oluşturulan vitrinler özellikle Noel zamanı göz kamaştırıcı oluyor. Bize göre Lafayette alışveriş ve gezmek için daha çekici iken, Printemps vitrin konusunda her zaman bir adım önde oluyor. Ancak Lafayette'in her yıl kurduğu devasa Noel ağacını da unutmamalıyız. Her sene farklı süslemelerle giriş katından en üst kata kadar uzanan bu ağacı, eğer yılbaşı dönemi giderseniz mutlaka görmelisiniz.
Not: Galeries Lafayette mağaza düzenine buradan ulaşabilirsiniz.
Sarayı anımsatan balkonlar |
Galeries Lafayette'in hemen yanında bulunan Printemps da bir alışveriş merkezi. Bu ikili arasındaki rekabet özellikle vitrin tasarımlarında görülüyor. Belirli markalarla yapılan işbirlikleri ve konseptlerle oluşturulan vitrinler özellikle Noel zamanı göz kamaştırıcı oluyor. Bize göre Lafayette alışveriş ve gezmek için daha çekici iken, Printemps vitrin konusunda her zaman bir adım önde oluyor. Ancak Lafayette'in her yıl kurduğu devasa Noel ağacını da unutmamalıyız. Her sene farklı süslemelerle giriş katından en üst kata kadar uzanan bu ağacı, eğer yılbaşı dönemi giderseniz mutlaka görmelisiniz.
Yeni yıl ağacının kurulum süreci
Not: Galeries Lafayette mağaza düzenine buradan ulaşabilirsiniz.
20 Ocak 2016 Çarşamba
PARİS KLASİKLERİ: CHAMPS ELYSEES CADDESİ
Herkese yeniden merhaba!
Bugün sizlere Paris denilince akla gelen ilk yerlerden biri olan Champs Elysées (Şanzelize) Caddesi'nden bahsedeceğiz. Eiffel kulesi kadar ikonik hale gelen Champs Elysées, Paris'e gelen herkesin mutlaka gezdiği, alışveriş yaptığı, fotoğraf çektirdiği, yemek yediği cadde.
Champs Elysées'den Arc de Triomphe manzarası |
Sırf turistler tarafından değil, bizzat Fransızlar tarafından da en güzel bulvar olarak gösterilmektedir. Adını yunan mitolojisinden alan cadde, Concorde Meydanı'ndan, Charles-de-Gaulle Meydanı'na kadar uzanmaktadır. Yazın turist yoğunluğu sebebiyle yürümenin oldukça zor olduğu, yılbaşında araç trafiğine kapanması ile oluşan kalabalık sebebiyle yeni yıla girmenin cesaret istediği bu cadde; her zaman Paris'e yakışır şekilde şık ve büyüleyici, yoğunluğa rağmen tertemiz.
Caddede; restoranlar, cafeler, ünlü markaların mağazaları, pasajlar ve sinema bulunmakta. Bu geniş caddeyi gezerken, etrafınıza bakınmaktan sonuna geldiğinizi anlamıyorsunuz bile. Caddeyi kesen onlarca sokakta da aslında cadde kadar değerli. Karşıdan karşıya geçerken bir yanınızda Arc de Triomphe bir yanınızda ise eğer Noel zamanı ise Concorde Meydanı'na kurulan dönme dolap kalıyor.
Arc de Triomphe'la (Zafer Takı) fotoğraf çektirdikten sonra; Nespresso'nun butiğinde oturup hem kahvenizi içebilir hem de alışveriş yapabilirsiniz. Geçen yıl açılan bu butik; makinalardan kahvelere, fincanlara kahve ile ilgili aklınıza gelebilecek her şeyi barındırıyor. Kapsül kahve alımı tadım yaparak ya da bilgisayar yardımıyla hızlı bir şekilde de yapılıyor. Mağazanın girişindeki kafede, kahvenizin yanına macaron ikram ediyorlar. Bizim favorimiz bergamotlu olan. Denemenizi tavsiye ederiz.
Caddede Hugo Boss kocaman ama sade dizaynlı, kısa zaman önce yenilenen mağazası ile; Louis Vuitton ise gerek vitriniyle, gerek her zaman önünde bulunan kuyruğuyla caddenin ilgi odakları arasında. Alışveriş yapmasanız bile hem mağazaların dekorasyonunu hem de sınırlı sayıda üretilmiş parçaları görmek için bu butikleri ziyaret edebilirsiniz.
Kadınların çok hoşuna gideceğinden emin olduğumuz mağazalardan biri de Sephora. Oldukça büyük olan bu mağazada markalarla yapılan işbirliği ile birbirinden şık konseptler yer alıyor. Çalışanların gerektiğinde yardımcı olduğu, istemediğinizde peşinizden gelmediği, saatlerinizi harcayabileceğiniz kozmetik dünyasına mutlaka uğramalısınız. Sephora'nın kendi markasının ürünleri Türkiye'ye kıyasla daha uygun fiyata ulaşabilirsiniz. Sephora'nın hemen yanında da Guerlain'in butiği bulunuyor. Her yerde bulanan ürünleri dışında, özel üretim parfümleri, çiçek esanslarını burada bulabilirsiniz.
Caddede Disneyland'a gidemeyenler, hediye almak isteyenler için 2 katlı bir Disney Store bulunmakta. Çalan müzikler, kıyafetler, oyuncaklar ile Disneyland havasını yaşamanız mümkün. Her zaman kalabalık olan bu mağazadan aynı zamanda Disneyland için bilet de alabilirsiniz.
Paris Saint Germain'in butiği ise erkekler için bir uğrak noktası olabilir. Forma, atkı, çanta gibi dilediğiniz her şeyi PSG amblemiyle bulabilirsiniz. Vaktiniz olursa, Parc de Prince'de fransız taraftarlarla maç izleme deneyimini de yaşamanızı öneririz.
Caddede lüks markalar dışında hepimizin bildiği Zara, H&M, Benetton, Nike, Adidas gibi markalar da bulunmakta. Kur nedeniyle fiyat farkı bulunmamasına rağmen Zara'da Türkiye'de olmayan ürünleri bulmak mümkün. Nike ve Adidas ise tüm Avrupa'ya oranla ülkemizde daha ucuz.
Alışveriş yapmak yerine, müze gibi gezebileceğiniz bir mağaza ise Abercrombie&Fitch. Giriş kapısından itibaren büyüleyici bir atmosferi olan bu mağazanın çalışanları da bir o kadar göz alıcı. Mağazanın içi ne kadar loş olsa da alışveriş yapmak isterseniz kot pantolonlar, fermuarlı üstler ve tişörtlerine bakabilirsiniz. Yaz sezonu ise elbise ve etekler incecik ve yumuşacık oluyor. Alışveriş yapmaya niyetiniz yoksa caddede gezerken mutlaka girilmesi gereken yerlerden biri.
Caddede diğer ilgi odaklarından biri de Ladurée. Hem yemek yiyebileceğiniz hem de kahve içebileceğiniz bu mekanda aynı zamanda Ladurée'nin hediyelik eşyalarını bulabilirsiniz. Bizden size bir öneri eğer Ladurée'de bir akşamüstü geçirmek isterseniz hem daha ferah olan hem de dekorasyonu daha şık olan Madelaine meydanındaki Ladurée'yi tercih edebilirsiniz.
Caddedeki cafeler arasında fiyatları daha makul olan Café George V de bizim favorilerimiz arasında. George V metro durağının çıkışında bulunan bu cafede yemek yiyebilir ya da kahve içebilirsiniz.
Yemek konusunda da dilerseniz bu kafelerin az çok her yerde aynı olan menülerini tercih edebileceğiniz gibi daha spesifik restoranları da deneyebilirsiniz. Eğer pizza yemek isterseniz size Cafe di Roma'yı öneririz. Tam karşısında bulunan Pizza Pino, daha fazla ilgi görmesine rağmen sunduğu hizmet nedeniyle bizim tercihimiz olmuyor. Eğer deniz mahsülleri yemek isterseniz de Belçika'nın ünlü midyecisi Léon de Bruxelles'i öneriyoruz. Belçika'daki kadar lezzetli tatlarıyla, doyurucu bir akşam yemeği için bir gününüzü Léon'da bitirebilirsiniz.
Champs Elysées caddesini ilerleyen günlerde sizler için daha ayrıntılı anlatacağız. Şimdilik bu kadar. Kendinize çok iyi bakın, hoşçakalın! :)
Cappuccino ve Bergamotlu Makaron |
Arc de Triomphe'la (Zafer Takı) fotoğraf çektirdikten sonra; Nespresso'nun butiğinde oturup hem kahvenizi içebilir hem de alışveriş yapabilirsiniz. Geçen yıl açılan bu butik; makinalardan kahvelere, fincanlara kahve ile ilgili aklınıza gelebilecek her şeyi barındırıyor. Kapsül kahve alımı tadım yaparak ya da bilgisayar yardımıyla hızlı bir şekilde de yapılıyor. Mağazanın girişindeki kafede, kahvenizin yanına macaron ikram ediyorlar. Bizim favorimiz bergamotlu olan. Denemenizi tavsiye ederiz.
Caddede Hugo Boss kocaman ama sade dizaynlı, kısa zaman önce yenilenen mağazası ile; Louis Vuitton ise gerek vitriniyle, gerek her zaman önünde bulunan kuyruğuyla caddenin ilgi odakları arasında. Alışveriş yapmasanız bile hem mağazaların dekorasyonunu hem de sınırlı sayıda üretilmiş parçaları görmek için bu butikleri ziyaret edebilirsiniz.
Kadınların çok hoşuna gideceğinden emin olduğumuz mağazalardan biri de Sephora. Oldukça büyük olan bu mağazada markalarla yapılan işbirliği ile birbirinden şık konseptler yer alıyor. Çalışanların gerektiğinde yardımcı olduğu, istemediğinizde peşinizden gelmediği, saatlerinizi harcayabileceğiniz kozmetik dünyasına mutlaka uğramalısınız. Sephora'nın kendi markasının ürünleri Türkiye'ye kıyasla daha uygun fiyata ulaşabilirsiniz. Sephora'nın hemen yanında da Guerlain'in butiği bulunuyor. Her yerde bulanan ürünleri dışında, özel üretim parfümleri, çiçek esanslarını burada bulabilirsiniz.
Caddede Disneyland'a gidemeyenler, hediye almak isteyenler için 2 katlı bir Disney Store bulunmakta. Çalan müzikler, kıyafetler, oyuncaklar ile Disneyland havasını yaşamanız mümkün. Her zaman kalabalık olan bu mağazadan aynı zamanda Disneyland için bilet de alabilirsiniz.
Louis Vuitton |
Caddede lüks markalar dışında hepimizin bildiği Zara, H&M, Benetton, Nike, Adidas gibi markalar da bulunmakta. Kur nedeniyle fiyat farkı bulunmamasına rağmen Zara'da Türkiye'de olmayan ürünleri bulmak mümkün. Nike ve Adidas ise tüm Avrupa'ya oranla ülkemizde daha ucuz.
Alışveriş yapmak yerine, müze gibi gezebileceğiniz bir mağaza ise Abercrombie&Fitch. Giriş kapısından itibaren büyüleyici bir atmosferi olan bu mağazanın çalışanları da bir o kadar göz alıcı. Mağazanın içi ne kadar loş olsa da alışveriş yapmak isterseniz kot pantolonlar, fermuarlı üstler ve tişörtlerine bakabilirsiniz. Yaz sezonu ise elbise ve etekler incecik ve yumuşacık oluyor. Alışveriş yapmaya niyetiniz yoksa caddede gezerken mutlaka girilmesi gereken yerlerden biri.
Ladurée |
Caddedeki cafeler arasında fiyatları daha makul olan Café George V de bizim favorilerimiz arasında. George V metro durağının çıkışında bulunan bu cafede yemek yiyebilir ya da kahve içebilirsiniz.
Léon de Bruxelles |
Yemek konusunda da dilerseniz bu kafelerin az çok her yerde aynı olan menülerini tercih edebileceğiniz gibi daha spesifik restoranları da deneyebilirsiniz. Eğer pizza yemek isterseniz size Cafe di Roma'yı öneririz. Tam karşısında bulunan Pizza Pino, daha fazla ilgi görmesine rağmen sunduğu hizmet nedeniyle bizim tercihimiz olmuyor. Eğer deniz mahsülleri yemek isterseniz de Belçika'nın ünlü midyecisi Léon de Bruxelles'i öneriyoruz. Belçika'daki kadar lezzetli tatlarıyla, doyurucu bir akşam yemeği için bir gününüzü Léon'da bitirebilirsiniz.
Champs Elysées caddesini ilerleyen günlerde sizler için daha ayrıntılı anlatacağız. Şimdilik bu kadar. Kendinize çok iyi bakın, hoşçakalın! :)
18 Ocak 2016 Pazartesi
Paris'in Markalar Kasabası : La Valee Vilage
Bugün sizlere eğer bir alışveriş tutkunuysanız Paris'te mutlaka uğramanız
gereken bir yeri tanıtacağız. Burası aklınıza gelebilecek birçok mağazanın
outletinden oluşan bir alışveriş kasabası. İşte biz de size mağazalarıyla,
fiyatlarıyla, ürünleriyle, ulaşımıyla kısacası tüm detaylarıyla bu kasabayı
anlatacağız.
İlk olarak buraya nasıl ulaşırsınız onu anlatalım. Paris metrosunun
1.hattıyla (sarı hat) en merkezi istasyonlardan biri olan Charles de Gaules -
Etoile durağına ulaşıp buradan Paris'in çevresine ulaşmanızı sağlayacak RER'e
geçiş yapmalısınız. Bineceğiniz RER, RER A - Marne La Chessy / Disneyland yönü.
Bu trene bindikten sonra son durağa yani Disneyland'a varmadan bir önceki durak
olan Val d'Europe durağında iniyorsunuz. İstasyondan çıktıktan sonra sola doğru
döndüğünüzde büyük bir alışveriş merkeziyle karşılaşacaksınız içeri girip alışveriş merkezini bitirdikten sonra foodcourt'un bulunduğu çıkıştan
çıktığınızda La valle village'ın girişinde buluyorsunuz kendinizi. (Alışveriş
merkezinde FNAC'ı bulana kadar yürüdükten sonra çıkış kapısını görüceksiniz.)
La Vallee Village'a girdikten sonra sizi ilk karşılayacak mağaza bizimde çok
sevdiğimiz Londra kuruluşlu Cath Kidston. Ev eşyalarından eldivene şapkaya
kadar birçok ürüne burada ulaşabilirsiniz. Ama bizim favorilerimiz makyaj
çantaları oldu. Mağaza fiyatı 20 € iken biz 10 €'ya satın aldık kendilerini.
(Bu arada şunu da söyleyelim, ürünlerin fiyat etiketlerinde hangi yıla ait
oldukları ve mağazasında ne kadara satıldığı da yazıyor, alışveriş yaparken
bunlara dikkat etmenizi öneririz.)
Girdiğimiz bir diğer mağazada Paris'e gelirseniz mutlaka uğramanızı
önerdiğimiz ba&sh. (İstanbul'da bulunmadığını hatırlatalım.) Burası tam
spor şık tarzı yansıtan bir mağaza. İstanbul'daki Paris bazlı Maje ve Sandro
mağazalarına benziyor diyebiliriz. Fiyatlardan bahsedecek olursak %40-50
civarında daha uygun olduklarını söyleyelim. Ancak buna rağmen gene de bolca üç
haneli fiyat göreceksiniz.
Bir sonraki durağımız Red Valentino ve Max Mara. Öncelikle Red
Valentino'dan başlayalım, mağazada mükemmel kısa kokteyl elbiseleri
bulunmaktaydı. Aynı zamanda bu elbiselerin
üzerine alabileceğiniz çok şık kısa kaşmir hırkalar da bulunmaktaydı. Fiyatlarınsa Valentino
etiketli ürünlere göre çok uygun olduğunu söyleyelim. Normalde Valentino'dan
elbise almak için 2000 TL ve üzerinde bir fiyat ödemeniz gerekirken burada
fiyatlar 200-300€ civarındaydı. Maxmara'daysa aklınıza gelebilecek her renk
palto ve kaz tüyü montlar bulunmaktaydı ancak fiyatların Red Valentino kadar iç
açıcı olduğunu söyleyemeyeceğiz. Gene de eğer böyle bir palto ya da mont alma
niyetindeyseniz mutlaka buraya girin deriz. Şimdi anlatacağımız mağazaysa en çok aklımızın kaldığı ve bir ürün satın almak
için can attığımız mağazaydı. Tabi ki Céline'den bahsediyoruz. Öncelikle şunu
söyleyelim o meşhur luggage modelinden yoktu ama bizim daha da beğendiğimiz All
Soft Tote modelini kolumuza takıp takıp çıkardık. Ama 1100€ 'dan 650€'ya düşmüş
olan fiyatı onu yanımızda götürmemizi engelledi malesef. ( İstanbul'daki
fiyatına göre çok uygun olduğunu söyleyelim ama)
Girdiğimiz, fotoğraflayamadığımız ama mutlaka anlatmamız gereken bir diğer
markaysa Givenchy. Alev alev 2013 tasarımlarının yer aldığı mağazada
Givenchy'nin ikonik modellerinden Lucrezia, Nightingale modellerinin gerçekten
özel tasarımları bulunmaktaydı. (malesef öyle düz siyahlarına değil runway
koleksiyonuna rastlayabildik.) Fiyatların yine %30-40 oranda daha ucuz olduğunu
söyleyelim. Normalde bulamayacağınız parçaları burada bulabilirsiniz. Eğer
Paris'e gelip bir Givenchy alayım derseniz buraya gelmenizi tavsiye ederiz.
Anlatmaya doyamayacağımız bir diğer mağaza da Valentino. O meşhur zımbalı
çantalara ve ayakkabılara buradan daha uygun fiyata ulaşabilirsiniz. Tüm
bunların yanında da Valentino'nun couture koleksiyonundan birkaç parçayı da
burada bulabilirsiniz. Geçen sezonun çiçekli rengarenk desenli ve dantelli
elbiselerinden birer tane bulunmaktaydı biz gittiğimizde. Bunun dışında çok
güzel telefon ve ipad kılıfları da bulunmakta mağazada. Kıyafetlerden biraz
bahsedecek olursak, ucuk pembe ve morların ağırlıkta olduğu elbiselere
bayıldık. Bunların dışında kırmızı ve siyah ağırlıkta paltolarda mağazada yer
almakta.
Sizlere anlatacağımız son mağaza da devasa Dolce and Gabbana mağazası. Geçen
yazın her modeline rastlayabileceksiniz bu mağazada, Dolce Gabanna'nın klasiği olan
leoparları da bulabilirsiniz. Aynı zamanda biz yeni sezonun takılarına
bayılmıştık, burada da geçen sezonun takılarını bulabilirsiniz. Biz en çok
Bizans desenlerinin yer aldığı kadife ayakkabıları ve klasik Silicy çantalarını
beğendik. Burada Givenchy'deki gibi sadece uç modeller yok onun markanın tüm
klasiklerine de buradan ulaşabilirsiniz.
Yolunuz buraya düşerse diye ek olarakta birkaç pratik bilgi verelim size.
- Marka alışverişi yapacaksanız
mutlaka buraya gelin. Ama Louis Vuitton, Dior ve Prada'yı burada
bulamazsınız. Bulabileceğiniz mağazaları yukarıdaki ikinci resimdeki
kartta görebilirsiniz.
- Longchamp ve Micheal Kors'un
mağazalarında çok eski modeller bulunmakta ya da pekte tercih edilmeyen
tasarımlar satışa sunulmuş, ama Micheal Kors'un mağazasının çok büyük olduğunu söyleyelim.
- Belirli dönemlerde büyük
indirimler bulunuyor. Biz gittiğimizde Ralph Lauren'da özel bir indirim
vardı. (19€ ya tshirtler, 70€'ya kazaklar bulunmaktaydı.)
- Biz saat 2 gibi gittik ve çoğu
mağazayı dolaştık. Daha erken giderseniz daha detaylı gezebilirsiniz.
Ayrıca yemek içinde oradaki restaurantları değil de içinden geçerek
vardığınız alışveriş merkezinin foodcourtuna gitmenizi tavsiye ederiz.
Daha uygun fiyatlara yemek yiyebilirsiniz burada ve daha çok seçenek mevcut.
- Gidişin 30 dakika sürdüğünü
hatırlatalım.
- Eylülden sonraki bir dönemde
giderseniz de biraz kalın giyinmenizi tavsiye ederiz. Ya da gitmeden önce
mutlaka oranın hava durumuna bakın çünkü açık havada olucaksınız.
- Gezerken ısınmak isterseniz de
girişten sonra biraz ilerleyince Starbucks'a uğrayıp kahve içebilirsiniz.
- Son olarakta gitmeden önce
akıllı telefonunuz varsa application storedan Shopping Outlet application
indirebilirsiniz, mağazaların nerede olduğunu gösteren bir harita ve hangi
mağazada ne kadar indirim olduğunu gösteren bildirimler alabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)